Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | gönlünü almak | propitiate f. | ||
He brought her flowers to propitiate her after their argument. Tartışmalarından sonra adam onun gönlünü almak için çiçek getirirdi. More Sentences |
||||
Genel | gönlünü almak | soften f. | ||
Genel | gönlünü almak | appease f. | ||
Genel | gönlünü almak | atone for f. | ||
Genel | gönlünü almak | lenify f. | ||
Genel | gönlünü almak | atone f. | ||
Genel | gönlünü almak | conciliate f. | ||
Genel | gönlünü almak | please f. | ||
Genel | gönlünü almak | make up with f. | ||
Genel | gönlünü almak | blandish f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | gönlünü almak | make it up to f. | ||
Deyim | gönlünü almak | make up to f. | ||
Deyim | gönlünü almak | fix a broken heart f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | birinin gönlünü almak | make up to someone f. | ||
Genel | dil dökerek gönlünü almak | blandish f. | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | (bir şey yaparak birinin) gönlünü almak/etmek | delight (someone) by (doing something) f. | ||
Öbek Fiiller | ile/yaparak gönlünü almak/etmek | delight by f. | ||
Öbek Fiiller | ile/yaparak gönlünü almak/etmek | delight with f. | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | (birinin) gönlünü almak | get right with (someone) f. | ||
Idioms | ||||
Deyim | (birinin) gönlünü almak | smooth (somebody's) ruffled feathers f. | ||